Günümüzde sahip olunan bilgilere dayanılarak, tarihte ilk burun estetiği Hindistan ve Mısır’da M.Ö. 600’lü yıllarda uygulanmıştır.Bilinen ilk modern burun estetiği (rinoplasti), 1887 yılında Kulak Burun Boğaz uzmanı olan Dr. Orlando Rou tarafından yapılmıştır. Türkiye’de yapılan ilk modern burun estetiği ameliyatı ise daha önce yurtdışına giden doktorlarımız tarafından 1970’li yıllarda gerçekleştirildi. Rinoplasti bilinen adıyla burun estetiği ameliyatı; rhinis ve plassein kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır. Rhinis kelimesi yunanca burun anlamına gelirken, plassein kelimesi yapılandırmak, oluşturmak anlamına gelmektedir.
“Burun Estetiği” genel anlamıyla buruna uygulanan prosedürlerle burnun daha estetik ve kişinin spesifik yüz hatlarıyla uyumlu hale getirilmesi kavramını ifade eder. Ancak “burun estetiği” denilince akla gelen ilk işlem “rinoplasti” yani burun estetiği ameliyatıdır. Bunun yanında hyaluronik asit bazlı dolgularla uygulanan ameliyatsız burun estetiği işlemleri de mevcuttur. Ancak ameliyatsız burun estetiği işlemleri; kalıcı olmayan, belirli kişiler için, belirli yüz yapılarında uygulanabilir olan ve yalnızca görünüm odaklı ameliyatsız estetik işlemleridir. Bir başka deyişle; ameliyatsız burun estetiği işlemleri nefes alma problemlerini düzeltmez, herkes için uygun değildir, özellikle yakın dönemde ameliyat olmayı düşünmeyen ve burun dolgusu için uygun yüz yapısına sahip kişiler için uygun olabilir.
Septoplasti ameliyatı, burun dış çatısına bir müdahale yapılmadan burun destek yapılarını koruyarak burun içerisinde nefes almayı güçleştiren septum eğriliğinin(septum deviasyonu) düzeltilmesi ya da septumun güçlendirilmesi için yapılan bir ameliyattır. Genellikle deviasyon işlemi olarak bilinmektedir. Septoplasti, tek başına bir estetik ameliyat değildir.
Septorinoplasti ameliyatı, burun hat ve oranlarının estetik bağlamında şekillendirilmesinin yanı sıra burundaki septum deviasyonunun düzeltilerek solunum sorunlarının ortadan kaldırılmasını hedefleyen bir estetik ameliyattır.
Rinoplasti ameliyatı, temel olarak açık ve kapalı ameliyat olmak üzere ikiye ayrılır. Diğer ayrımlar ise kişinin nefes problemleri, özel talepleri, müdahale edilecek bölge ve kullanılacak cihazlara göre hekim tarafından karar verilir. Hekimin bütün tekniklerde tecrübesinin olması bu noktada çok önemlidir.
Burun uç kısmında şekilsel bozukluğu olan ve estetik ameliyatla beraber nefes problemi yaratan septum eğriliğine (septum deviasyonu) müdahale gerektiren durumlarda, ideal yaklaşım açık rinoplastidir. Daha önce müdahale edilmiş burun ameliyatlarında da bu yöntem tercih edilmektedir. Günümüzde estetik burun ameliyatlarında burun ucuna müdahale gerektiğinden dünyada en çok tercih edilen burun ameliyatı tekniğidir. Açık teknik; 1950’li yıllarda literatüre girmiş, yaygınlaşması ise 1970’li yılları bulmuştur. Bu ameliyat iki burun deliğini birbirinden ayıran kolumellada enine küçük bir kesik açarak yapılır. Buradaki deri burnun uç kısmından sıyrılarak burun içindeki kemik ve kıkırdağın şekiilendirilmesiyle son bulur. Açık rinoplasti ameliyatının en önemli avantajları; burunda hakimiyet sağlanması, kemik, kıkırdak ve solunumun yoluna çıplak gözle görerek müdahale edilebilmesidir.
Burada hekimin uzmanlığı ve tecrübesi ameliyatın başarısını doğrudan etkilediği için hekim seçimi bir kere daha ön plana çıkar. Dezavantajı ise kolumellada kalabilecek 3-4 mm uzunluğunda çok ince bir iz riskidir. Neredeyse 1 yıl gibi bir süre sonunda zor seçilecek şekilde iyileşir. Bu sebeple bu risk çok düşüktür.
Burun estetiği, 1880’li yıllarda kapalı rinoplasti ameliyatı ile başlamıştır. Kapalı rinoplasti tekniğinde kesiler burun deliklerinin içinden yapılır ve burnu oluşturan kemik ve kıkırdak yapılar bu açıklıklardan görülerek düzeltilir. Kapalı rinoplasti tekniğinde görüş alanı dar olduğu için burunda ciddi bir asimetrisi olmayan, burun ucuna müdahale gerektirmeyen ve solunum problemi olmayan kişiler için daha uygundur. Hekimin muayenesi sonucunda bu ameliyatın uygun olup olmayacağı belirlenir. Unutulmamalıdır ki burun ameliyatı teknikleri belirlenirken hekim görüşü, kişinin beklentisi ve gereksinimleri ve hatta hastanın cilt yapısı önceliklidir. Bu teknikler kişiye özel belirlenmektedir.
Tamponsuz burun estetiği ameliyatında burun içine tampon koyulması yerine septal stapler (burun içi zımbası) adı verilen bir alet kullanılarak, burun içine kendi kendine eriyen dikişler yerleştirilir. Bu dikişlerin alınmasına gerek yoktur, ameliyattan sonraki 10 gün içerisinde kendiliğinden erirler. Bu tekniğin size uygun olup olmadığı yapılacak operasyona göre değişeceğinden hekim kararı çok önemlidir.
Ultrasonik piezo cihazı ile burun estetiği açık ve kapalı teknikten çok farklıdır. İlk olarak ağız ve diş ile ilgili cerrahi işlemlerde kullanılmaya başlanan bu teknikle ses dalgalarının ortaya çıkardığı titreşim ile kemiklerin kesilmesi amaçlanmıştır. Bu tekniğin burun bölgesinde kullanılmaya başlanmasıyla piezo veya ultrasonik rinoplasti tekniği isimlerini almıştır.
Ultrasonik piezo cihazı ile burun estetiği operasyonunda, açık ve kapalı rinoplasti tekniklerinde olduğu gibi cerrahi aletlere gerek duyulmaz. Sadece kemik bölgesi hedeflenerek yapıldığı için bu bölgedeki damarlara ve cilde zarar verilmez. Kemik yoğunluğu doğrultusunda titreşim gücü ayarlanabildiğinden kemikler kırılmadan hassas bir şekilde kesilerek yapılır. Bu teknik ile majör ve minör bozukluklar giderilebilir. Ancak bu cihaz sadece kemik şekillendirilmesinde kullanılabildiğinden kıkırdak, burun uç kısmı gibi bölgelere müdahale klasik yöntemler kullanılarak yapılmaktadır. Bu sebeple hekimin tecrübesi sonucu kişiye özel müdahale yöntemi burada da çok önemlidir.
Mikrorinoplasti tekniğinde, diğer yöntemlere göre daha ince mikro törpüler kullanılarak burun sırtına doğal yuvarlak şeklini vermek ve daha estetik bir görüntü kazandırmak amaçlanmaktadır. Mikrorinoplasti tekniğinde burun yan kemiği kırıklarına ihtiyaç duyulmadan sadece törüleme yöntemi kullanılır. Ancak burun ucuna müdahale çok sınırlıdır. Bu operasyon burunda çok fazla şekil bozukluğu olan ve üst kemik kısmı geniş kişiler için tercih edilmez. Mikrorinoplasti tekniğinde beklentinin ne olduğu hekimle tam olarak paylaşılmalıdır. Beklentiye göre bu tekniğin uygun olup olmadığı hekim tarafından karar verilir.
Tipplasti tekniği; burun sırtı ve burun yan kemiğine bir müdahale yapılmadan burun uç kısmındaki kıkırdak dokunun şekillendirilmesiyle uygulanan bir tekniktir. Burun ucu düşüklüklerini ve asimetrileri düzeltmek, burun uç kısmını küçültmek, burun uç kısmını belirginleştirmek amacıyla yapılmaktadır. Burun sırtında, burun yan kemik bölgesinde ve burun ortasındaki septum bölgesinde sorun olan kişiler için tercih edilmemektedir. Ayrıca basık ve geniş olan burunlarda da bu yöntem kullanılmamaktadır. Burun ucu ve dorsum birlikte değerlendirilerek karar verilmezse istenilen sonuçlar alınamayabilir. Bu nedenle hekimin tecrübesiyle sadece burun ucu değil burun genel yapısı da değerlendirilerek bu yöntemin uygun olup olmadığına karar verilmelidir.
Klasik rinoplasti ameliyatı yapılırken, işlem yapılacak bölgeler için küçük kesikler açılır, burun kırılır, törpülenir ve adeta baştan yaratılır. Standart bir kemer düzeltici rinoplasti ameliyatında tümsek çıkarılır veya tahrip edilir. Bunu yapmak için bazı burun yapılarına hasar verilir ve yeniden yapılır. Bu yeniden yapım sürecinde tahrip edilen burun sırtında istenilen sonuçlar alınamayabilir. Son yıllarda burun travmasını daha aza indirgemek ve ve daha doğal bir burun kemeri görüntüsü elde etmek amacıyla Brezilya, Meksika ve bazı Avrupa ülkelerinde bu teknik uygulanmaya başlanmıştır. Dorsum koruyucu rinoplasti ameliyatında klasik rinoplasti ameliyatında yapılandan farklı olarak kemik tahrip edilmeden burun kemerinin altından kıkırdak veya kemik çıkarılır. Bu yöntem ile kemer çökertilerek doğal ve pürüzsüz bir burun sırtı görüntüsü elde edilir. Dorsum koruyucu rinoplasti tekniği; genelde kemerli, düşük burun ucuna sahip ve asimetrik burunlu kişilerde tercih edilir. Bu yöntem ile burnun estetik bölümleri korunmuş olur. Revizyon rinoplasti ameliyatlarında, kalın ciltli ve geniş burunlu kişilerde tercih edilmemektedir. Hekimin görüşleri bu tekniğin uygun olup olmadığı konusunda önemlidir.
Yapılan tetkikler sonucunda hekiminiz burun estetiği yapılmasında herhangi bir engel bulunmadığına karar verirse yapılması gereken bazı şeyler şunlardır;
Burun estetiği ameliyatı özel durumlar dışında genel anestezi uygulanarak yapılmaktadır. Ameliyat süresi yapılacak tekniğe ve içeriğe göre farklılık gösterir, ortalama ameliyat süresi 2-4 saattir. Klasik burun estetiği ameliyatı süresine göre burun içi deformitenin veya doku/kıkırdak kaybının söz konusu olduğu sekonder rinoplasti ve/veya travma sonrası rinoplasti gibi operasyonlar daha uzun sürebilmektedir. Burun estetiği ameliyatından çıkıldıktan sonra genel anestezinin etkisinin hastanın bünyesine bağlı olarak 2-3 saat içerisinde geçmesi beklenir. Doktorunuz tarafından farklı bir bilgi verilmedikçe 1 gece hastanede kalmanız gerekmektedir.
Burun estetiği ameliyatından 4-6 saat sonra yemek yemeye başlanabilir. Sıvı alımı başladıktan sonra bol su tüketilmelidir. 1 hafta boyunca katı gıdalar tüketilmesi tavsiye edilmez. Ameliyattan sonraki ilk 24 saat boyunca her iki gözün üzerine 2 saatte bir buz uygulaması yapmanız önerilmektedir. İlk 2 gün burundan sızıntı şeklinde kan gelmesi normaldir. Ameliyattan 2 gün sonra yüz ve burun bölgesine su değdirmeden duş alınabilir. Yüz bölgesine su değdirmek için 1 hafta beklenmesi gerekir.Ameliyattan sonraki 4-5 günlük sürede başınız yaklaşık 45 derecelik bir açıyla 2 veya 3 yastık ile sırtüstü uyumanız gerekir. Ameliyattan sonraki 3-4 günlük süreden sonra genellikle normal günlük aktivelere dönebilirsiniz. Ameliyat sonrası uygulanan tekniğe ve kişinin cilt yapısına bağlı olarak morluk gözlenebilir. Bu morluk genellikle 1 hafta içerisinde geçmektedir. Şişlikler ise 1 ay civarı sürede fark edilmeyecek hale gelir. Burun estetiği ameliyatı tamponlu ve tamponsuz olarak doktorun kararına göre farklılık gösterebilir, genellikle tampon kullanımı tercih edilir. Eskiden burun ameliyatlarında kullanılan bez tamponlar çıkarılırken ağrı ve acıya sebep olmakta ve enfeksiyon riskini arttırmaktaydı. Halen “tampon” denilince korkan bazı hastalarımızın korkularına sebep olan tampon işte bu sözünü ettiğimiz üçer metrelik eski tamponlardır. Günümüzde tıbbi adıyla “doyle splint” denilen günlük kullanımda “silikon tampon” kaygan, ağrı yapmayan, yumuşak, silikondan imal edilen tamponlar kullanılmaktadır. Bu silikon tamponların kullanım amacı kanamayı engellemek değil erken iyileşme döneminde burun yapısına destek olmak ve septumda eğilme riskini ortadan kaldırmaktır, yani ana amacı burnun sağlıklı iyileşmesini garanti altına almaktır. Bu tamponlar yapılarından ve delikli olmalarından dolayı burun şeklinizi alarak rahat nefes almanızı sağlar. Eğer tampon kullanmış ise genellikle 3. veya 4. gün acısız ve ağrısız bir şekilde tampon çıkarılır, ancak bazı ameliyatlarda tampon çıkarılması 10. günü bulabilir. Ameliyattan sonraki 1. ay, 3. ay, 6. ay ve 1. yıl, daha sonra da düzenli olarak her yıl kontrolleriniz olacaktır. Doktorunuz yapılan ameliyata göre bu süreleri değiştirebilir veya kontrol sıklığını arttırıp azaltabilir. Burunda tam iyileşme 6-12 ay içerisinde gerçekleşir.
Burun estetiği ameliyatları; Estetik, Plastik & Rekonstruktif Cerrahi Uzmanı ve Kulak Burun Boğaz Uzmanı hekimler tarafından yapılabilmektedir.
Burun estetiği operasyonlarında doktor seçimi; cerrahinin her alanında olduğu gibi dikkatle ve titizlikle yapılması gereken, ameliyat sürecini ve sonucunu doğrudan etkileyen faktördür. İnsan yüzünün merkezinde bulunan burun, yüz güzelliği ve estetik görüntü algımızın temel unsurlarından olan bir organımızdır. Bu doğrultuda burun tek başına ele alınmamalı, yüz ile bütünlük içinde değerlendirilmelidir. Bir başka deyişle; “güzel burun” değil, “yüz ile bütünlük sağlayan burun” estetiktir. Bu sebeple doktor seçiminizde güzel ama tek tip burun yapan doktorları değil, yüz hatlarınızı ve oranlarınızı; nazolabial çizgilerinizden iki göz arası açıklığınıza, dudak ve burun arası mesafenizden total yüz hacminize birçok parametreyi bütünsel olarak ele alan, kişiye özel burun yapan doktorları tercih etmeniz yüz güldürücü sonuçlar almanız için önemlidir.
Ameliyat sonrası güneşten iyi korunma şartıyla 1 ay sonra deniz ve havuza girilebilir, ancak çok fazla efor harcanacak yoğun kulaçlı yüzme, derin dalma gibi aktiviteler için 2 ay geçmesi beklenmelidir. Sauna, hamam, solaryum için ise ilk 3 ay boyunca önerilmez. Ameliyat sonrası doktorunuzun önerisiyle bu süreler uzayabilir veya kısalabilir.
Burun estetiği ameliyatı yapılması için burun kemik gelişiminin tamamlanmış olması gerekmektedir. Bu gelişim sürecinin kızlarda 16 yaşında, erkeklerde 18 yaşında tamamlanmış olması beklenir. Bunun yanı sıra doğum anomalileri ya da travmatik burun kaybı gibi bazı özel durumlarda veli onayı ile erken yaşlarda da burun estetik-rekonstruktif ameliyatı yapılabilir.
Burun estetiği ameliyatlarından sonra maske kullanımında sakınca bulunmamaktadır. Ancak bazı maske türleri(N95, FFP2 gibi) yüzde ve burunda baskıya bağlı problemler yaratacağı için erken dönemlerde tavsiye edilmez.
Burun estetiği ameliyatından sonra doktorunuzun tavsiyesiyle 2 ay gibi geçici bir süre ile lens kullanımı önerilir. 2 ay sonra doktorunuzun onayı ile hafif çerçeveli burun bölgesine baskı uygulamayacak gözlükler kullanılmaya başlanabilir.
Doktorunuz farklı bir süre belirtmedikçe burun estetiği ameliyatı olduktan 2 gün sonra yüz ve burun bölgesine su değmeyecek şekilde duş alınabilir, 1 hafta sonra normal duş alınabilir. 2-4 gün sonra yoğun aktivitelerden kaçınarak normal hayata dönülebilir.
Burun estetiği ameliyatı sonrası doktorunuzun tavsiyesi ve yapılan operasyonun tekniğine göre değişmekle beraber ortalama 7 gün sonra yoğun ve yorucu tempolardan kaçınarak çalışma ve okul hayatına dönülebilir.
Burun estetiği ameliyatı sonrasında üst dudak ve üst dişlerde hassasiyet olabileceği için diş fırçalarken rahatsızlık hissi oluşabilir. Bu durum şişlikler azaldıkça geçmeye başlayacaktır. Bu sebeple ameliyat sonrası ilk 2 gün ağız hijyenini sağlamak amacıyla gargara yapılması, 3. gün dişler yumuşak bir diş fırçasıyla yavaşça fırçalanmalıdır.
Ortodontik tedavilerde dişlerin ve dudakların pozisyonların değişmesi beklendiğinden burun estetiği ameliyatı bu ortodonti tedaviler tamamlandıktan sonra yapılmalıdır.
Buruna alınan darbenin şiddeti ve yönüne göre değişmektedir. Genellikle hafif darbeler bir problem yaratmasa da ağır darbelerde burunda deformite olabileceği için düzeltme işlemi gerekebilir. Bu doğrultuda ameliyat sonrası bir darbe alındığında doktora bildirilmeniz ve gerekirse doktorun talebiyle kontrole gelmeniz gerekir.
Burnun kalıcı şeklini alması için ameliyat sonrası oluşabilecek ödemlerin geçmesi ve iyileşmenin tamamlanması gerekmektedir. Bu durum buruna uygulanan tekniğe göre farklılık göstermekte olup 6 ay ile 1 yıl süre arasında değişmektedir.
Ameliyat sonrası 45 derecelik yükseklikte olacak şekilde birden fazla yastık ile sırtüstü pozisyonda yatılmalıdır. Yan yatmak burun ve gözlerin arasındaki bölgede ödem oluşumuna yol açacağı için tavsiye edilmez.
Burun estetiği ameliyatı sonrası ilk 2 ay spor yapılmaması gerekir. Daha sonra doktorunuzun tavsiyesiyle yoga, pilates, fitness gibi hafif sporlar yapılmaya başlanabilir. Darbe almaya daha yakın ve yoğun efor harcanacak ağır sporlar için ise ameliyatın üstünden 3 ay geçmesi beklenmelidir.
Kilonuz olması gerekenin üzerinde ise sahip olunan bazı hastalıklar ve oluşabilecek riskler nedeniyle ameliyat olmanızda engel teşkil edebilir. Doktorunuz muayene ve tetkikler sonucu ameliyat olmanıza uygun olup olmadığınıza karar verecektir. Bu noktada hekimin görüşleri çok önemlidir.
İzmir burun estetiği fiyatları konusunda T.C. Sağlık Bakanlığı ve T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenmiş olan ilgili yasa ve mevzuat maddeleri gereğince Türk hastalarımız için rakamsal bilgi paylaşımını internet sitemiz üzerinden gerçekleştirememekteyiz. Burun estetiği fiyatları hakkında detaylı bilgi almak için 0532 051 74 33 numaralı telefonu arayabilir veya aşağıdaki bağlantıya tıklayarak WhatsApp üzerinden bizimle iletişim kurabilirsiniz.
Burun estetiği fiyatlarını değiştiren birçok etmen söz konusudur. Ameliyatı gerçekleştirecek doktorun bu konudaki tecrübesi, ameliyatın zorluğu yani dolaylı olarak süresi, ameliyatın yapılacağı ameliyathane (yani ameliyatın yapılacağı hastane) gibi faktörler burun estetiği fiyatları üzerinde etkilidir. Genel olarak primer burun ameliyatları (ilk burun ameliyatları), sekonder burun ameliyatlarından daha düşük maliyetlidir. Bunun dışında genel yaşam maliyetleri doğrultusunda burun estetiği fiyatları şehir bazlı ortalamalarda da değişkenlik gösterebilmektedir. Örneğin; İstanbul ile İzmir burun estetiği fiyatları ortalaması farklıdır.
Burun estetiği için başvurunuz sonrasında net ücret bilgisi ancak muayene sonrasında tarafınıza iletilebilir. Ortalama fiyat aralığı bilgisi almak için aşağıdaki bağlantıya tıklayarak WhatsApp üzerinden bizimle iletişime geçebilir veya 0532 051 74 33 nolu telefonu arayabilirsiniz.