Göz kapağına yapılan estetik ameliyatların tümüne Blefaroplasti adı verilmektedir. Gözler, iletişim kurulurken ilk teması sağlayan ve yüze anlam veren en önemli organlardandır. Göz kapaklarının cildinin çok ince olmasından dolayı yaşlanma ve çevresel faktörler gibi olumsuzluklardan çok çabuk etkilenirler.
Göz bölgesi, yaşını 30'lu yaşlarda göz çevresindeki kaz ayağı denilen kırışıklıklar ve göz altında oluşan torbalar şeklinde göstermeye başlar. Bu durum zaman içerisinde üst göz kapaklarındaki cilt fazlalığı ve yoğun kırışıklıklara, alt göz kapaklarında torbalar, ciltte renk değişimi ve cilt fazlalığı şeklinde ilerler. Kişilerin en yaygın şikayeti, normal iç enerjilerini korumalarına rağmen “yorgun” görünmeleridir. Yorgun, üzgün ve olduğundan daha yaşlı gösteren bu durum yüzün ifadesini bozması dışında ileri boyutlarda görüş açısını da azaltabilir. Estetik görünmeme sorunu dışında birçok sağlık sorununu da beraberinde getiren bu problemin tedavisi oldukça kolaydır.
Göz kapağı estetiği veya bilimsel adıyla blefaroplasti, genellikle belirli şikayetleri olan kişilere uygulanır.
Göz Kapağı Sarkması: Göz kapaklarında aşırı deri sarkması veya gevşeme durumu olan kişiler, göz kapağı estetiği yaptırabilir. Bu durum, genellikle yaşlanma sürecinde ortaya çıkar ve gözlerin yorgun veya yaşlı görünmesine neden olur.
Göz Kapağı Torbalanması: Göz kapaklarının altında veya üstünde yağ birikmesi sonucu oluşan torbalar, kişinin yorgun ve yaşlı görünmesine sebep olabilir. Bu durumda olan kişiler, göz kapağı estetiği ile bu sorunu çözebilir.
Kırışıklıklar ve Çizgiler: Göz çevresindeki deride kırışıklık ve ince çizgilerin oluşması, estetik kaygılara yol açabilir. Bu durumda olan kişiler, daha genç ve canlı bir görünüm elde etmek için göz kapağı estetiği yaptırabilir.
Göz Kapağı Düşüklüğü: Tek taraflı veya çift taraflı göz kapağı düşüklüğü olan kişiler, bu durumu düzeltmek için göz kapağı estetiği yaptırabilir.
Estetik Kaygılar: Göz kapağı görüntüsünden genel olarak memnun olmayan kişiler, daha hoş bir görünüm elde etmek için bu işlemi tercih edebilir.
Bu genel şikayetler, göz kapağı estetiği için ideal bir adayın özelliklerini tanımlar. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğundan, bu tür bir operasyon düşünen kişilerin, detaylı bilgi almak ve tüm seçenekleri değerlendirmek için uzman bir cerrah ile görüşmeleri önemlidir.
Göz kapağı estetiği, yani bilinen adıyla blefaroplasti, yaşlılık belirtilerini giderme ve gençleşme etkisi sağlama gibi birçok avantaj sunar. İşte bu operasyonun öne çıkan avantajları:
Daha Genç Bir Görünüm: Göz çevresindeki fazla derinin çıkarılması, kişiye daha dinamik ve genç bir görünüm kazandırır. Bu durum, kişinin özgüvenini artırır ve sosyal hayatta daha aktif olmasını teşvik eder.
Geliştirilmiş Görüş Açısı: Göz kapaklarında bulunan ve fazlalık durumda olan yağ, kas ve deri dokularının alınması, kişinin görüş açısını genişletir. Bu durum, özellikle üst göz kapağında sarkma olan kişiler için önemlidir ve onların günlük yaşam kalitesini artırır.
Estetik Düzeltmeler: Sarkmış ve torbalanmış göz kapaklarının düzeltilmesi, kişiye daha estetik bir görünüm kazandırır. Ayrıca bu operasyon, göz çevresindeki kırışıklıkları da giderir.
Hızlı ve Kolay İyileşme Süreci: Teknolojik gelişmeler sayesinde, göz kapağı estetiği operasyonları artık daha hızlı ve kolay bir iyileşme sürecine sahip. Genellikle ilk 3 gün içinde meydana gelen kızarıklık ve şişlik, 1 hafta içinde azalarak kaybolur.
Düşük Cerrahi Riskler: Göz kapağı estetiği operasyonları, genellikle düşük cerrahi risklere sahiptir ve etkileyici estetik sonuçlar verir. Bu nedenle, bu tür bir operasyonu düşünen kişilerin endişe duymalarına gerek yoktur.
Göz kapağı estetiği, kişinin hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olur. Ancak, her estetik operasyonda olduğu gibi, bu operasyonun da potansiyel riskleri ve komplikasyonları vardır. Bu nedenle, operasyon öncesi detaylı bir araştırma yapmak ve deneyimli bir cerrah seçmek önemlidir.
Göz kapağı estetiği, birçok kişi için etkileyici sonuçlar sunsa da, her cerrahi işlem gibi belirli riskler içerir. İşte göz kapağı estetiği operasyonunun potansiyel riskleri:
Enfeksiyon: Tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi, göz kapağı estetiğinde de enfeksiyon riski bulunur. Ancak bu risk, doğru bakım ve hijyen kurallarına uyulduğunda minimuma indirilebilir.
Kanama: Ameliyat sonrası kanama, diğer bir potansiyel risktir. Bu genellikle ameliyat alanında birikmiş kanın (hematom) oluşması şeklinde görülür.
Göz Kapağı Asimetrisi: Her ne kadar deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilse de, bazen göz kapakları arasında simetri sorunu yaşanabilir.
İyileşme Sürecinde Sorunlar: Ameliyat sonrası dönemde yara iyileşmesinde gecikme veya komplikasyonlar yaşanabilir. Ayrıca, bir hafta gibi bir süre boyunca şişlik, morarma ve rahatsızlık hissi olması normal bir durumdur.
Bu riskler, genellikle düşüktür ve doğru cerrahi teknikler, deneyimli bir cerrah ve iyi hasta bakımı ile minimize edilebilir. Ancak, her bireyin vücut yapısı, sağlık durumu ve iyileşme süreci farklı olduğu için, bu riskler her hastada farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bu nedenle, göz kapağı estetiği operasyonu düşünen bir kişi, karar vermeden önce bu riskleri dikkatlice değerlendirmeli ve bir uzman cerrah ile görüşmelidir.
Üst göz kapağı blefaroplastisi, göz çevresindeki fazla deri ve yağın alındığı cerrahi bir operasyondur. Yaşlanmaya bağlı olarak alnın doğal destek yapıları zayıflar ve birçok kişi subpalpebral yağ yastığının (kaşlarınızın hemen altındaki yağ) hacmini kaybeder ve bu da üst göz kapağında deri fazlalığına neden olur. Ayrıca sıkça görülen bir durum da kapak asansör kaslarında (göz açıcı kaslar; mueller kası ve kaldırıcı kas) zayıflama olmasıdır. Vücudun diğer bölgelerinde de görüldüğü gibi, bu kaslar yaşlanma sürecinden etkilenir ve zamanla zayıflar. Bu kaslardan hangisinin etkilenip etkilenmediği alanında uzman doktorlar tarafından değerlendirilmelidir. Doğru prosedürün uygulanması, “yorgun görünümü” tam olarak düzeltmek adına oldukça önemlidir.
"Yorgun görünüm", ek cerrahi veya cerrahi olmayan prosedürler gerektirebilecek düşük bir kaş ve alın bölgesiyle de ilişkilendirilebilir. Doğru ve etkili cerrahi işlemin gerçekleştirilmesi için ameliyat öncesi gerek görülen ek işlemlerin dikkatlice değerlendirilmesi gerekmektedir.
Üst blefaroplasti, genel anestezi, lokal anestezi ve hafif sedasyon altında yapılabilir. Kişiye ve planlanan ek operasyonlara göre, işlemi gerçekleştirecek alanında uzman cerrah tarafından anestezi yöntemi karar verilerek işlem gerçekleştirilir. Her blefaroplasti prosedürünün kişinin kendine özgü ihtiyaçları ve beklentileri göz önüne alınarak belirlenmesi gerekir. Cilt çıkarma, kapak levator fonksiyonunu geri yükleme, yağı yeniden konumlandırma veya lipofilling (yağ transferi) ile hacmi geri kazanma dahil olmak üzere çeşitli teknikler kullanılmaktadır. Nihai hedef, kişinin daha genç yaştaki görüntüsüyle tutarlı, yenilenmiş, doğal bir görünüm elde etmektir. Üst blefaroplastinin iyileşmesi oldukça hızlıdır ve genellikle 1 hafta sonra işe dönülebilir. Ancak iyileşme sürecinin kişiden kişiye değişiklik gösterebildiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Büyütme üst blefaroplasti, lipofilling (yağ transferi) ile kaşın ve/veya hareketsiz üst göz kapağının altındaki eksik hacmi geri kazandıran cerrahi bir işlemdir. Bu bölgelerde yaşa bağlı hacim kaybını geri kazanmak için mikro ve nano yağ aşılama teknikleri kullanılabilir. Düşük miktarda yağ, lokal anestezi altında gözle fark edilmeyen bir bölgeden alınıp belli işlemlerden geçerek eksik olan bölgeye enjekte edilir. Yeni teknolojilerle dolgu enjeksiyonuna benzer bir şekilde yerleştirilebilmektedir. Hyaluronik asit dolgu maddelerinden farklı olarak, yağ hücrelerinin transferi sadece kaybedilen hacmi yenilemekle kalmaz, aynı zamanda üstteki cilt kalitesini ve dokusunu iyileştirir.
Asya üst göz kapakları, bazı benzersiz anatomik özelliklere sahiptir. Genellikle levator aponörozun daha önde bulunmasından kaynaklanan bir üst göz kapağı dolgunluğu ile ortaya çıkar. Asansör aponörozun (üst göz kapağını açan kas sistemi) yeniden yerleştirilmiş bir üst göz kapağı kırışıklığı oluşturulabileceği bir üst blefaroplasti insizyonu ile düzeltilebilir. Bunun sonucunda göz daha açık daha iri görünür. Bazı kişiler epikantal kıvrım olarak adlandırılan göz kapağı ile burun arasındaki cilt kıvrımının yeniden şekillendirilmesini ister. Bu durum lokal anestezi altında kolayca düzeltilebilir.
Alt göz kapağının yaşa bağlı değişiklikleri çok karakteristiktir. Alt göz kapağı blefaroplasti ameliyatının ardından kusursuz ve doğal görünen bir sonuç elde etmek zor olabilir. Sarkma veya şişkin alt göz kapaklarını düzeltmede cerrahi teknikler zaman içerisinde oldukça ilerlemiştir. 20 yıldan daha uzun bir süre önce, göz altı torbalanmalarının yaşa bağlı bir yağ büyümesi değil, intraorbital yağın fıtığı (sınırlayıcı bir tabakanın zayıflığı nedeniyle şişkinlik) olduğu tespit edilmiştir. Eski blefaroplasti tekniklerinde, fıtıklaşmayı düzeltmek yerine bu bölgedeki yağlar çıkarılmaktaydı. Bu, enoftalmilere (göz küresinin göz çukuru içine çökmesi) neden olmakta ve blefaroplastiden sonra iskeletleşmiş yaşlı bir bir görünüm ortaya çıkmaktaydı. Bunu kabul eden cerrahlar, 80'lerde “septal sıfırlama” (septum, yağı normal konumunda tutan yörüngenin kısıtlama tabakasıdır) veya “arkus marginalis salınımı” ve varyasyonlarını geliştirdiler. Bu blefaroplasti teknikleriyle yağ alınmaz. Her iki blefaroplasti tekniği de alt göz kapağının yaşa bağlı bazı özelliklerini ele alan büyük bir adımdı. Bununla birlikte, zayıflamış orbital septumun desteklenmesi, infraorbital jantın iskeletleşmesi (yörüngenin alt kemikli sınırı) ve depresif malar (yanak) şöhreti gibi bu alt blefaroplasti teknikleriyle yeterince ele alınmayan yaşa bağlı bazı değişiklikler vardır. Gözyaşı oluğu ve kapak yanak kavşağının geçişi güzelce karışacaktır. Çoğu karmaşık alt blefaroplasti tekniği, kantopeksi veya kantoplasti şeklinde lateral kantal tendonun desteklenmesini gerektirir. Alt göz kapağının mevcut şeklini stabilize etmek için bir kantoplasti kullanılırken, bir kantoplasti ayrıca alt göz kapağının şeklini değiştirebilir. Bu teknikle elde edilen üstün sonuçlar, plastik cerrahlar topluluğu tarafından uluslararası alanda tanınmıştır. Bu teknik birkaç yıldır zaman testine dayanmış ve uzun süreli sonuçlar vermektedir.
Alt blefaroplasti tekniklerinin çoğu daha karmaşıktır ve genel anestezi gerektirebilir. Alt blefaroplasti veya göz kapağı ameliyatında kesi içeriden (transkonjonktival) veya alt göz kapağınızın dışından açılabilir. Dışarıda kesi, kirpik çizgisinin ve gülümseme çizgilerinin hemen altına ve boyunca yerleştirilir. Bu, iç yaklaşımı seçerek mümkün olmayan ek ciltin çıkarılmasına izin verir.
Alt blefaroplastiden iyileşme süreci (özellikle şişme), üst blefaroplastiden daha uzun sürer. Alt blefaroplastinizden sonra, ilk günlerden ilk haftalara kadar yavaş yavaş azalan bir miktar şişlik ve morarma olacaktır. Morarma ve şişlik miktarı hastadan hastaya değişiklik göstermektedir.
Göz kapağı estetiği, yani blefaroplasti, estetik cerrahinin popüler dallarından biridir. Ancak bu operasyonu düşünen birçok kişi, çeşitli sorulara yanıtlar arar. İşte göz kapağı estetiği hakkında sıkça sorulan sorular ve bu soruların cevapları:
Göz kapağı estetiği, genellikle yaşlanma belirtileri olarak kabul edilen göz çevresindeki fazla deri ve yağın çıkarılmasını içeren bir operasyondur. Bu işlem, daha genç ve dinamik bir görünüm elde etmek için yapılmaktadır.
Genellikle, göz kapağı estetiği operasyonu 1-2 saat sürer. Ancak bu süre, operasyonun karmaşıklığına ve hastanın ihtiyaçlarına bağlı olarak değişebilir.
İyileşme süreci genellikle hızlıdır. Operasyon sonrası ilk birkaç gün içinde hafif şişlik ve morluk oluşabilir, ancak bu genellikle bir hafta içinde azalır.
Göz kapağı estetiği, genellikle kalıcı sonuçlar verir. Ancak, yaşlanma süreci durdurulamaz ve zamanla bazı değişiklikler olabilir.
Operasyon sonrası hafif bir rahatsızlık hissedilebilir, ancak bu genellikle ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir.
Göz kapağı estetiği, genellikle 35 yaş ve üzeri kişiler için tercih edilir. Ancak bu, kişinin genel sağlık durumuna ve estetik hedeflerine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir.
Her cerrahi işlem gibi, göz kapağı estetiği de belirli riskler taşımaktadır. Bunlar arasında enfeksiyon, kanama, asimetri bulunur.
Ameliyat sonrası ilk birkaç hafta boyunca ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmak ve gözleri korumak önemlidir.
İzmir göz kapağı estetiği fiyatları, bir dizi faktöre bağlı olarak belirlenir.
Operasyonun Kapsamı: Estetik işlem üst göz kapağı, alt göz kapağı veya her ikisi de olabilecek şekilde gerçekleşebilir. Bu durum maliyetlerin belirlenmesinde önemli rol oynar.
Cerrahın Tecrübesi ve Uzmanlığı: Alanında uzman ve deneyimli bir cerrahın hizmetleri genellikle farklılık gösterebilir.
Kullanılan Teknikler ve Ekipmanlar: İşlemde kullanılan teknikler ve ekipmanlar da maliyeti etkiler. Örneğin, lazer blefaroplasti gibi daha gelişmiş teknikler, geleneksel tekniklere göre daha farklı bir maliyete sahip olabilir.
Hastane veya Klinik: İşlemin gerçekleştirildiği hastane veya kliniğin standartları ve lokasyonu da fiyatları etkileyebilir. Büyük şehirlerdeki veya üst düzey tesislerdeki hizmetler genellikle daha maliyetli olabilir.
Anestezi ve İlaçlar: Anestezi türü ve kullanılan ilaçlar da maliyeti değiştirebilir.
İyileşme Süreci: İyileşme süreci boyunca gerekebilecek bakım ve kontroller de genel maliyeti değiştirebilir.
Bu faktörler, İzmir göz kapağı estetiği maliyetini belirler. Ancak, her bireyin durumu farklı olduğundan, kişisel ihtiyaçlar ve hedefler doğrultusunda bir fiyat teklifi almak ve konsültasyon randevusu oluşturmak için 0532 051 74 33 bizi arayabilir veya aşağıdaki bağlantıya tıklayarak WhatsApp üzerinden iletişime geçebilirsiniz.